İşte bir hayat hikayesi. Onlar gencecik kadınlardı her şeyden önce.
Hayalleri vardı, ümitleri, sevinçleri, üzüntüleri, aşkları vardı. Kim bilir
daha neleri vardı artık hiç öğrenemeyeceğimiz...
Şubat ayında evlenecekti Aysun öğretmen.
Erken evlenip eş durumundan Ankara'ya tayinini alabilirdi ama hep reddetti
bunu. Öğrencilerinin ona ihtiyacı vardı. İlk gittiklerinde okul perişan
haldeydi. Kendi elleriyle kazma kürekle tamir ettiler, boyadılar. Okulun bir
çok ihtiyacını ceplerinden karşıladılar.
Burçin ve Aysun Öğretmen'in şehit olduğu okula, iki yıldır yakacak tahsisi
yapılmamış. Her gün bir öğrenci tezek getiriyor ve onunla ısınılıyormuş.
Daha da önemlisi okulda ne yangın söndürme tüpleri ne de yangın söndürme
aletleri varmış...
Her sabah öğrencilerine sıcak ortam
hazırlamak için erkenden köye giden ve sobayı yakan öğretmenlere,O günde 4.
sınıf öğrencisi olan 10 yaşındaki Okan Kömürcü yardım etmek istedi. Elindeki
tineri sobaya döken Kömürcü'nün bir anda alevler arasında kaldığını gören 24
yaşındaki öğretmen Burçin Uysal, öğrencileri sınıftan boşaltmaya çalışırken,
kendisini ise sonucun ne olacağını düşünmeden öğrencisinin üzerine attı.
Aynı alevlerin Burçin öğretmeni de sarması üzerine, bu defa öğretmen Aysun
Karalar, üzerindeki kabanı çıkarıp eline alarak yanan arkadaşını ve
öğrencisini kurtarmak için alevlerin arasına daldı. Bu esnada, aynı okulda
görev yapan öğretmen Elif Tezcan da diğer sınıfta bulunan pencerenin camını
kırarak öğrencileri okuldan tahliye ederken, büyük bir facianın önüne geçmiş
oldu.
Aysun öğretmen hastane hastane
dolaştırılırken vücudundaki ağır yanıklara yenik düştü. O daha sadece 22
yaşındaydı. Etiyle kemiğiyle alt tarafı bir insandı. Önünde koca bir hayat
ve hayalleri vardı...